Uzun zamandır bu kadar ödediğimiz paranın karşılığını vermeyen bir otelde bulunmadım… Check-in süreci çok acı vericiydi. Lobi tam bir kaos, etrafta fonksiyonu belli olmayan bir sürü otel çalışanı vardı. Üstelik zaten kaos içerisinde ilerleyen giriş-çıkışlar sırasında fiziksel kalabalık yaparak bavul bırakacak alanı da daraltıyorlardı. Check-in’i yaptık… Odaya kadar 30 tane bavulu kendimiz taşıyoruz, büyük bir samimiyetsizlikle son 50 metrede elimize nerden çıktığı belli olmayan insanlar atlıyor. Çıkış günü arabayı yüklemeye başladık. Ben bir kadın olarak elimde iki bavul ve sırtımda kayakla otelin dış kapısını açamaya çalışıyorum - kapıda duran yine fonksiyonu belli olmayan otel çalışanlarından bir tanesi - bir zahmet- kapıyı tutup yardımcı olmuyor. Bırakın ağırlama sektörünün doğasının hiç bir yerinde olmayan bu durumu, temel nezaket kurallarına bile sığmayan bir şey bu. Sözde herşey dahil kayak oteli ama içeride, dışarıda istisnasız hiç bir yere kayağınızı ücretsiz bırakamıyorsunuz. Hadi ayakkabı için ayrı, kayak için ayrı verelim vale parasını deseniz - kayak odasında bir dolu gevşek tutum içerisinde sözde görevli - kartopu oynuyorlar. Soru soruyorsunuz cevabı yok, çünkü sorunuza cevap verme seviyesinde yardımcı olmak gibi bir görev tanımları veya kaygıları da yok. Skipass için check-in’de 200TL depozito istiyorlar, bunun için de kredi kartı kabul etmiyorlar - sorsanız skipass işletmesi otele değil de finansa bağlıymış da bir dolu laf ama gerçekten günün sonunda “bize ne?” Yanımızda nakit olmadan gelsek ne olacak? Tatil yapmaya değil sanki otelin operasyonel problemlerini çözmeye geldik. Daha inanılmaz bir olay… Emanet odası denilen yerin kapısının önüne sadece öğle yemeği için koyduğum kayak takımımın döndüğümde batonları çalınmıştı. Konaklamamızın 2. gününde grubumuzdan bir kişiye daha oldu. Öğrendik ki bunu orada ilk yaşayan biz değilmişiz. Ki Kartalkaya’ya senelerdir - başka bir otele geliriz -, ilk kez böyle bir şey yaşıyorum. Bunların yanında SPA adını koydukları bir çocuk parkları var - her yaştan çocuk içeride sağa sola koşuyor öyle ki bu alan için de otelin bir politikası yok. Sorsaydık muhtemelen işletmesinden otel sorumlu değil gibi bir şeyler söylerlerdi. Yalnız özetle hamam kötü kokuyor, tuz odalarında yerler saç, öyle bir başı boşluk var ki saunada otururken tuz odasının kapısını açıp yerden aldığı tuzu ağzına götüren bir çocuğa şahit oldum. Herkesin çıplak ayakları ve terlikleri ile bastığı yerden... Pandemi bitmedi ama ağzıma kadar tıka basa dolu otelde bir restaurantlarda çalışan garsonlara, bir de tüm bu tablo içerisinde tek başına problem çözeceğim diye canla başla çalışan otel müdürü Deniz bey’e teşekkür ederiz. Deniz bey’e rağmen ben bu otele bir daha ASLA gelmem.
翻譯